Meram Bağları

Konya’ya ilahi bir lütuf olan yeşillikler denizi Meram meşhur piknik, gezinti ve dinlenme yerlerinin başında gelir. Eskiden “Türbe önünde evi, Meram da bağı olmak” meşhur sözü her Konyalının gönlünü süsleyen bir arzu idi. İlkbaharda insanlar Meram konak ve köşklerine taşınır, sonbaharın sonunda şehir evine dönerlerdi. Şehre 6 km mesafededir. Temiz ve serin havası, tertemiz suyu yemyeşil toprağı ile cennetten bir köşe gibidir. Selçuklulardan beri durumu elverişli olanlar yazın Meram’daki ev, konak ve köşküne taşınırlar. Bağ evlerinde misafirler ağırlanır. Hititlerden beri bilinen bu yeşil vadi, gerçek güzelliğini, dillere destan görünümünü Selçuklular, Karamanoğulları ve Osmanlı zamanında elde etmiştir. Yazın sıcağında serin serin esen meşhur rüzgârının adı ‘Gedavet’ (Gedâ-Bâd)dir. Bahçe ve bağlarında edebi meclisler kurulur, musiki âlemleri tertip edilirdi. Hazret-i Mevlâna Celâleddin Rumi de burada bulunmaktan ayrı bir zevk alırdı. Bazen günlerce burada tabiatla baş başa kalarak tefekkür âlemine dalardı. Hazret-i Mevlâna’nın unutulmaz hatıralarını taşıyan Meram’a gitmek Mevlevîler için bir gelenek halini almıştır. Çelebilere ait güzel konaklarda son derece nezih ilim ve fikir sohbetleri yapılır, edebi meclisler kurulurdu. Yazın sema ayinleri buradaki çelebi bağında icra ve ifa edilirdi. Konya’yı tanımak ve anlamak isteyen her yerli, yabancı seyyah, araştırmacı dünyaca ünlü Meram bağ ve bahçelerini tanımayı birinci planda tutmuşlardır.