Gölyazı Adalar Sit Alanı

Bursa’nın en önemli antik yerleşimlerinden biri olan Gölyazı, Uluabat Gölü kıyısında, derin bir yarımada üzerinde konumlanmaktadır. Yerleşimin tarihi M.Ö. 6. yüzyıla kadar uzanmakta olup, yazılı kaynaklarda antik adının “Apollonia ad Rhyndacum” olduğu belirtilmektedir. Bu adlandırma, günümüzde Orhaneli Çayı (Kocaçay) olarak bilinen antik Rhyndacus Irmağı’na atıfla yapılmıştır. Anadolu coğrafyasında aynı isimle anılan dokuz farklı Apollonia kentinin bulunduğu, ancak Gölyazı’nın bu özel ismiyle diğerlerinden ayrıldığı bilinmektedir.
Gölyazı, doğal güzellikleri ve tarihi dokusuyla öne çıkmaktadır. Uluabat Gölü’nün kuzeyinde iki yarımada ve yedi ada bulunmakta; Gölyazı ise bu gölün ortasındaki adaya köprü ile bağlanmaktadır. Kurtuluş Savaşı’na kadar Rum nüfusun yaşadığı yerleşim, günümüzde mübadele ile Selanik’ten gelen Türklerin yaşam alanıdır. Bölgede geçim kaynakları ağırlıklı olarak tarım ve balıkçılığa dayanmaktadır.
Yerleşim alanının önemli bir kısmı SİT alanı kapsamında korunmaktadır. Köye girişte sol yanda yer alan tepelerin arkasında antik kent kalıntıları görülmektedir. Köy meydanında ise cami, kahvehane ve anıtsal değeriyle bilinen ünlü “Ağlayan Çınar” bulunmaktadır. Yaklaşık 750 yıllık geçmişi olan bu çınar ağacı, koruma altına alınmıştır. Halk arasında “Ağlayan Çınar” olarak anılmasının nedeni, belirli dönemlerde gövdesinden kırmızıya yakın renkte sıvı akışının gözlemlenmesidir.